Rahime Kaptan
RAHİME KAPTAN
1882 doğumlu; baba adı Hasan, ana adı Ayşe. Hüseyin oğlu İzzet ile evlenir. 23.03.1964 yılında ölür. Aslen Cide’nin Malyas köyündendir. Memiş köyüne gelin gelir.
Babası “Kedioğlu” sülalesi diye anılır. Bu yüzdendir ki Rahime Kaptan “Kedioğlunun kızı” diye de ünlenilir. Ancak yüzüne karşı Rahime Kaptan adıyla konuşulurdu.
Evleri köy ilkokulunun hemen yanındaydı. Kocası İzzet manda besler, kasaplık yapardı.
Malyas Köyü yarı yarıya doğu Karadeniz Lazlarından yerleşikti. Bugün dillerinin ve şivelerinin özelliklerini yitirmişlerdir.
Kalın denecek kadar bir ses tonuyla konuşurdu. Uzun boylu, beline kadar düşen iki örük saçı, temiz ve yeni giynekleriyle, kararlı adımlarıyla yürüyüşü saygı uyandırırdı.
Köyümüzde gözlük takan tek insandı. Belinde her Cideli kadının bağladığı acem şah kuşak, kuşağa sokulu toplu tabancanın sapı görünür.
Yüzüne karşı kimsenin yılışamadığı, ters söyleyemediği, isteğini geri çevirmediği veya çeviremediği bu yürüyen otoriteden biz çocuklar da çekinirdik.
Evimize sık sık oturmaya gelir. Anıların anlatır; anlatırken abartıya kaçmayan, kendini öne çıkarma yan bir yanı vardı:
“Bartın Deresi’ndeyiz. Tayfalar çarsıya çıktı. Ben kıç üstünde yekenin altında uzandım onları bekliyorum. Kasaptan aldığımız sığır budu yelken serenine asılı duruyor. Mısır yüklüyüz, Sakarya ağzından aldık, Cide’ye geliyoruz. Sen koca bir yılan tekneye girsin, direğe doğru sarılıp çıkıyor. Çalıların arasında kıyıya rampayız o yüzden yoksa, alarga olsak çıkamaz. Belimde tabancayı çıkardım, horozu kaldırdım, bastım tetiğe... değmedi! İkinciyi yapıştırdım, yere yığıldı. Bizim gibi bağlı yan teknelerden fırlayan geldi. Yılan bölünmemişti ama kımıldayacak hali de yoktu. Attılar dereye.” Onun ağzından dinlediğim ilginç anılardan biri.
Konuyu değiştirirken kafasını hafifçe havaya kaldırır, sonra kısa bir öksürük, kalın sesiyle tane tane ve düzgün cümlelerle konuşurdu.
Balkan-Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı... Bu uzun ve ardı kesilmeyen kırım yılları Cide denizciliğinin çöküşüdür. Tüm deniz adamları askere alınır Çoğu geri gelmez. Rusya ve İstanbul ticareti durma noktasındadır. Tuz o denli tükenir biter ki deniz suyunu günlerce kazanlarda kaynatarak elde etme yoluna giderler. Tuzun kaynağı Rus limanlarıdır bu arada İstanbul’un işgaliyle Karadeniz’e açılan İngiliz ve Yunan karakol gemileri irili ufaklı tekneleri topa tutar; batırır parçalar.
Bu boşlukta ufak bir yelken-kürekle giden tekne donatır. Buradan sonra Kedioğlunun kızı Rahime, “Rahime Kaptan” olarak anılacak.
Askere alınmayan sakat, yaşlılardan tayfa düzer.
Rus Limanlarına kereste götürür tuz ve yün getirir. İstanbul’dan Cide’ye kadar her liman, her koy avucunun içi gibi olur bir zaman sonra. Özellikle o dönem için bu zorlu işi kotarmak kolay değildir. Hele Rahime Kaptan gibi genç ve çok güzel bir kadın için... Çünkü güzelliği dillere destandır.
İstanbul’dan İnebolu’ya cephane kaçırılması sırasında teknesiyle görev almıştır.
Komşusu Yahya Coşkun Zonguldak Kilimli'de Emina diye eski bir denizcinin yanında çalışır. Eski denizci, Yahya Coşkun’a Rahime Kaptan!ı sorar sağ olup olmadığını öğrenir. Anılarını aktarır:
“Demirliyiz üç-dört tekne hepimiz İstanbul’a seferdeyiz. Uzaktan tatlı poyrazla kıyıya gelen bir tekne göründü Yelkeni yarı mayna edip ıskotayı boşlayarak bize yakın düştü. Üc el ateş edişiyle bizi selamladı. Bu Rahime Kaptandı. Sesi duyuluyordu artık, seçiliyordu kendisi de. ‘Haydi, gelin, haydi, demesiyle biz de kalktık. Kefken’i epeyce geçtik ki hava aşağıdan aldı. Boğaz yakın gel gelelim rüzgar ters. Ne ettik, yaptıysak . Rahime Kaptan önce rüzgarı iskelesine aldı epeyce açıldı. Zaten önümüzdeydi. Sonra aktardı yelkeni sancağına aldı. Gözüne gidiyordu rüzgarın. Iskotayı iyice çekti. Biz geri dönerken o çoktan girmişti boğazdan. Yaman kadındı, gözü pekti Rahime Kaptan’ın” diye sözünü bitirir.
Hatırlanacağı üzere Memiş köyünün denizciliği üzere yazılmış bir yazıda bu kişiyi detaylı anlatacağımızı söylemiştik. Böylece sözümüzü tutmaya, bu yaman denizciye olan vefa borcumuzu ödemeye çalıştık.
Rıfat Ilgaz bu yaman denizciyi Halime Kaptan olarak okuyucuya, Türk toplumuna tanıttı. Adı ne olursa olsun o bizim komşumuz olarak aramızda yaşayan unutulmaz bir denizciydi.
Konuşulan Kişiler: Yahya Coşkun- Ekrem Tekiner Fatma Nazlı-Şaban Taşkıran-Hüseyin Demirel- Muammer Karayel
(Yazı Ali Nazlı tarafından kaleme alınan Yeni Cide Postası Gazetesinin 1 Mayıs 2006 tarihli 29. sayısından alınmıştır. )
‘ .. Beton yoldan Rahime Kaptan’ın torunu geçiyor, Özel Saymanlık Memuru Hasan Demirel.. Böyle her sabah ninesinin gelin gittiği Memiş köyünden çıkar yola, işinin başında vaktinde bulunmak için.
Bu bayram köyüne alıp götürecek beni, ninesinin gözünü ayırmadığı Karadeniz’e biraz da onun baktığı kıyılardan bakacağım.’Rahime Kaptan’ adıyla yazacağım romanım için..’(Sarı Yazma,S.344)
‘Cesur bir gemiciden söz edecektim. Hem benim gemicim erkek değil, kadın oalcaktı Cideli Rahime Kaptan..Doğduğum memleketten yalnız cesur erkekler, ayıboğanlar, kurt kovalayanlar, çete olanlar, silah kaçıranlar değil, dümeni Kerempe’den kırdı mı Sivastopol’u tutturan kadın gemiciler, cesur kaptanlar çıkardı.’(Sarı Yazma S.61)
ANIT MEZARI
21.08.2020 tarihinde İl Kültür ve Turizm Müdürü Ziver Kaplan ve belediyemiz katkıları ile Rahime Kaptan Anıt Mezarlığı açıldı. Kurtuluş Savaşı Kahramanı, Rahime Kaptan adına yapılan anıt mezar için yoğun mesai harcayan maddi, manevi her türlü destek ve çabaları için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne ve müdürümüz Ziver Beye, emeği geçen tüm yetkililere ve çalışanlara sonsuz teşekkür ederiz.
DIĞER FOTOĞRAFLAR
-
Rahime Kaptan
23 Mart 2022, 12:24 -
Kültür Sarayı
15 Mart 2022, 17:16 -
Müzik Atölyesi
15 Mart 2022, 10:18 -
Kumluca Mahallesi Park
17 Şubat 2022, 17:05 -
1.Uluslararası Rıfat Ilgaz Resim Çalıştayı
04 Şubat 2022, 09:05 -
Rıfat ILGAZ
17 Şubat 2022, 13:28 -
2.Uluslararası Rıfat Ilgaz Resim Çalıştayı
31 Ocak 2022, 17:02 -
Irmak Mahallesi Rekreasyon Alanı
28 Ocak 2022, 14:28 -
Bağyurdu Mahallesi Parkı
28 Ocak 2022, 14:27 -
Hamam Arkası Park
27 Ocak 2022, 16:14